Sevince çok güzel seviyorum ben de. Sabırla, umutla, vazgeçmeden. Bazıları bilmez mesela nasıl sevildiğini. Bilsin istersin... Çünkü sevildiğini bilmek mutlu eder insanı. Sen bunu düşünerek bildirmek istersin. Ama bilmek istemezler, söylesen de inanmayıp gözlerini devirirler mesela. Sonra üzülen sen olursun sevgin hiçe sayıldı diye. Vazgeçersin bildirmekten, çünkü gerek yoktur daha fazla kırılıp, incinmeye. O yüzden bilmesinler daha iyi dersin. Ama sevmeye devam edersin. Hem böyle habersiz sevmek daha güzel.
Sevgiyi anlatmaya kelimeler yetersiz kalır genelde. Ama insan yine de anlatmak ister. Ben de şimdi anlatmak istiyorum birini nasıl sevdiğimi. Mesela her gece yıldızları seyretmeyi sevdiğim gibi seviyorum, kedileri sevdiğim gibi merhametle ve masumca seviyorum, kahveyi ve okumaya doyamadığım kitaplarımı sevdiğim gibi seviyorum, fotoğraf çekmeyi sevdiğim gibi, sonra Fenerbahçe'yi sevdiğim gibi seviyorum üzse bile vazgeçmiyorum sevmekten.
Yani insanları din, dil, ırk ayırmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden sevmek gerektiğini düşünüyorum. Elbette sadece insanlar değil bitkiler, hayvanlar da dahil... Tolstoy'a hak veriyorum. İnsan sevgiyle yaşarmış. Seviliyorsa zaten, sevilmiyorsa da severek yaşar bence. Kısacası dünyanın sevgiyle güzelleşeceğine inananlardan biriyim ben de.
Yorumlar
Yorum Gönder