Hiç düşündünüz mü neden hep eskiyi özlüyoruz? Eski şarkıları, eski kitapları, eski filmleri; eski bayramları, eski anıları hatta bazen eski kendimizi... Çünkü yeniler asla eskinin yerini tutmuyorlar. Bundandır eskiye meyilimiz.
Bir şeyi sevdiğimizde aradan yıllar da geçse, o şey eskise bile yine de ondan vazgeçmeyiz. Bozulsa tamir ettirir, yine onunla devam ederiz hayatımıza, yenisini istemeyiz. Farz edelim yenisini aldık, bir türlü alışamayız. Çünkü eskisi bizim dilimizden anlardı biz de onun dilinden anlardık.
Yalnızca eşya değil, insan olarakta durum aynı. Eskiden tanıdığımız birini sürekli özlemek, onu istemek aslında onu çok sevdiğimizdendir. Onu hala seviyorsak bir türlü vazgeçmekten yana olmayız, kopamayız ondan. Her ne kadar eski olsa da onunla mutluyuzdur. Gelen gideni aratır sözüne hak verdiğimizdendir belki de eskisiyle devam etmek isteyişimiz. Kim bilir tanıdığımız ya da tanıyacağımız yeni biri daha çok özelliğe sahiptir belki ama bu bizim umrumuzda olmaz. Çünkü eskiyi öyle benimsemişizdir ki gözümüz, kulağımız kapanmıştır adeta.
Yeni birine alışamamak, alışmaya çalışmamak hatta hiç tanışmamak. Sebebi, en başta da söylediğim gibi yeni olanın asla eskinin yerini tutmayacağını biliyor olmak ve bu yüzden hiç çabalamamak. Yeniye çaba göstermektense eskiyi tamire çaba göstermeyi tercih ediyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki eskisi daha güzeldi.
Son olarak bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu yazının üzerine Şebnem Ferah'ın "Eski" isimli şarkısı iyi gider. 😊
Yorumlar
Yorum Gönder