Yıllar sonra bir gece vakti, geldi yine yazma perilerim... öncesinde eskiden neler yazmışım diye bir göz attım bloguma ve gördüm ki yazılarımın kalitesi gittikçe düşmüş. Mutluluk ve yazı yazmak ters orantılı anladığım kadarıyla yani ne kadar mutsuzluk ve acı varsa kalemi de o kadar güçlü oluyormuş insanın demek ki... Bir de sorumluluklar meselesi var tabii ki sakin kafayla sessizce yazı yazmak daha mümkünken sakince oturabileceğin max 1 saatin olunca gün içinde, yazı yazmak şöyle dursun temel ihtiyaçlarını karşılamaya anca fırsat bulabiliyor insan. Bazen şikayet etsem de hayatımda yaşadığım en muhteşem duygu anne olmaktı. Bu yüzden çoğu kez şükrediyorum bir çocuğum olduğuna. Bu günlerinde geçeceği ve yazı yazabilecek bolca zamanım olacağına dair inancımı tazelemeye çalışıyorum her gün... Bu satırları da kaydediyorum ki sonuçta yazılanlar bir gün yaşanıyor mutlaka, daha önceki yazdıklarımı yaşarken buluyorum kendimi... örneğin; doğup büyüdüğüm şehrin üstüme geldiğinden ve müm...