Yağmuru oldum olası sevmezdim ama bana O'nu hatırlattığı için sevmeye başladım sonradan. Fakat her şeyi hatırlıyor olmak bir yerden sonra dayanılmaz bir hâl aldı. Artık bu şehirde yaşamaktan çok yoruldum. Nereye gitsem aklımda O. Bir köşe başı, bir sokak, bir durak, bir tepe, bir bank... Kendimi toparlamak, kafamı dağıtmak için bir şeyler yapayım diyorum ama ne mümkün. Yemek yerken, çay içerken, bir kafede arkadaşlarla otururken; sinema, tiyatro salonu, kütüphane, tren garı hatta bir merdiven bile bir insanı hatırlatır mı? Hatırlatıyor işte. Başımı nereye çevirsem onu görüyorum. Kendime kızıyorum gitmediğimiz yer kalmamış diye. Kaçıp kurtulmak istiyorum. Doğduğum, yaşadığım topraklardan. -Bana göre- ülkenin en huzurlu şehrinde, huzursuzluktan ölmek üzereyim. Koskoca şehre sığamıyorum adeta. Sebebi ise bir insan ve bir sürü anı. Yolda yürürken karşılaşma ihtimalimiz yok... Yan yana bir tane bile fotoğrafımız yok ama zihnimde her şey capcanlı... Unutamıyorum, unutmaya çabaladığ...